... joker parıldayan içeceği tükürüp atar! küçük deli, yalan iksiri olmadan daha açık seçik düşünebilir! bunu bir bakıma siz kendiniz buldunuz sayılır. ama her biriniz, bulmacanın ancak çok küçük bir parçasını çözdü. çünkü insan bu kadar kuş beyinli olunca, en basit şeyi düşünmek için bile yığınla kafayı bir araya getirmek gerekiyor. bu gerizekalılığın nedeni de, mor gazozdan çok fazla içmek. joker sırlarla dolu bir kukladır, ama siz ötekiler de, onun gibi sırlarla dolusunuz. ne var ki, kendiniz bunun farkında değilsiniz. çok fazla mor gazoz içince hissedilmez zaten bu; çünkü sadece bal, lavanta, çöğürtlen, tancar, kuğday tadı filan hissedilir. bahçeyle kaynaşır insan, ama onun içinde yaşadığını hissedemez. kafasının içine bütün dünyayı sığdıran biri, sonunda bir ağzı olduğunu unutur gider. ve dünyanın bütün tatlarını kollarıyla bacaklarında duyan biri, kendisinin sırlarla dolu bir kukla olduğunu unutur. joker gerçeği anlatmayı denedi defalarca. ama sizin işitecek kulaklarınız yoktu. veya kulaklarınız vardı da, elma ve armutla, çilek ve muzlarla tıkanmıştı. görmek için gözleriniz vardı; ama bakışlar hep şişelere, sürahilere çevrilmişse, ne fayda!...
welcome to the real world
welcome to the real world
Saturday 16 October 2010
madem ismimizi mor gazos koyduk o zaman ordan başlayalım..
... joker parıldayan içeceği tükürüp atar! küçük deli, yalan iksiri olmadan daha açık seçik düşünebilir! bunu bir bakıma siz kendiniz buldunuz sayılır. ama her biriniz, bulmacanın ancak çok küçük bir parçasını çözdü. çünkü insan bu kadar kuş beyinli olunca, en basit şeyi düşünmek için bile yığınla kafayı bir araya getirmek gerekiyor. bu gerizekalılığın nedeni de, mor gazozdan çok fazla içmek. joker sırlarla dolu bir kukladır, ama siz ötekiler de, onun gibi sırlarla dolusunuz. ne var ki, kendiniz bunun farkında değilsiniz. çok fazla mor gazoz içince hissedilmez zaten bu; çünkü sadece bal, lavanta, çöğürtlen, tancar, kuğday tadı filan hissedilir. bahçeyle kaynaşır insan, ama onun içinde yaşadığını hissedemez. kafasının içine bütün dünyayı sığdıran biri, sonunda bir ağzı olduğunu unutur gider. ve dünyanın bütün tatlarını kollarıyla bacaklarında duyan biri, kendisinin sırlarla dolu bir kukla olduğunu unutur. joker gerçeği anlatmayı denedi defalarca. ama sizin işitecek kulaklarınız yoktu. veya kulaklarınız vardı da, elma ve armutla, çilek ve muzlarla tıkanmıştı. görmek için gözleriniz vardı; ama bakışlar hep şişelere, sürahilere çevrilmişse, ne fayda!...
Subscribe to:
Posts (Atom)